24 Haziran seçimlerinden sonra CHP ve İP’de sular durulmuyor. Her iki partinin seçmeni şaşkın, aynı zamanda yorgun, yani yoruldu.. Seçmen; Muharrem İnce’nin aldığı %30 oy ve meydan performansıyla ani bir umuda kapıldı, büyük beklentiye sokuldu.
Meral Akşener’in %20’nin üzerinde oy beklentisi ve ikinci tura kalınacak ve ben de Cumhurbaşkanı seçileceğim hayali teşkilatı ve seçmeni hayal kırıklığına uğrattı. Meral Akşener’in, Afyon toplantısından sonraki davranışları partiyi bitirdi. Önce aday değilim demesi sonra da sol cebime koy demesi de partiyi bitirmekten kurtaramaz.

Bütün bunların yanında; Kılıçdaroğlu’nun HDP ile gizli kapaklı, İP ile açık açık  yürüttüğü alıp verme siyaseti sonucunda seçimin ikinci tura kalacağı ve Erdoğan’ın kaybedeceği tezi öyle çok tekrar edildi ki oluşturulan yanlış algı gerçek olacak sanıldı.

Asıl gerçeği göremediler. Ne İnce’si, ne Akşener ve diğerleri, Cumhur ittifakı karşıtları kendi oluşturdukları blok dışından (HDP dahil) oy alamayacaklardı. Bunun böyle olduğunu sandıkta gördük. Biten Millet ittifakının seçim öncesi ve anındaki hareketlilik karşılıklı oy geçişlerindendi. Herkesin açık oturumlarda tartıştığı konu; İnce, Akşener ve Demirtaş’tan, İP ve HDP de CHP’den oy aldı. Bu sonuçlar da CHP ve İP’i çukura düşürdü debelenip duruyor ve çıkamadılar. Çıksa da kurtuluş yok artık. Zira Meral’ın ve Kılıçdaroğlu’nun başkanlığı tartışılırken, bir de CHP’de Tuncay Özkan kaynaklı “gizli merkez” tartışmasıyla çalkalanma devam ediyor. “Bu iş karakolda biter.”
Bana göre siyaset yapamıyorlar. Her iki parti de seçmenin güvenini kaybettiler. Değişimlerini gerçekleştirmiş olsalar da güven; ruh gibidir terk ettiği bedene asla geri dönmez. Bunu da yerel seçim gösterecek.
16 yıldır birçok zorluklara rağmen ülkesini ve partisini yöneten, ülkesini krizlerden ve dar boğazlardan kurtaran Erdoğan’ın büyük liderliğini görüp şükretmemek olmazdı. Halk, verdiği oylarla ona teşekkür etti.

Meral Akşener partisini kongreye götürüyor ve aday olmayacağım diyor. Neden bu kararı aldığını da açık ve doğru bir şekilde bilemiyoruz. İP inceldi ve koptu. Proje çöktü. Burada bir güven problemi var. Liderin partiye inançsızlığı, partinin lidere güvensizliği...

“MHP niye iktidar olmuyor, ben başbakan olmak istiyorum” diyerek huzursuzluk çıkardığı zamandan itibaren partisini kendisine göre ayarlayan, çevresine MHP ve CHP’den bazı isimleri yerleştirip “parti iyi oldu, ismi de İYİ Parti” diyen Akşener, bir de üstüne üslük %20 ve üzeri oy alarak ikinci turda Cumhurbaşkanı olacağım demesi ve ardından da seçimlerde uğradığı beklenti hezimetinin sonucu, kongreye gidiyoruz ve aday değilim diyerek; hesap vermeden, ikna etmeden partiyi kendine itaatkar ettirmek düşüncesiyle en kestirme yolu seçti. Ağlama, sızlama ve yalvarmaların sonucu güya “güven tazelemiş” olarak partisine geri dönüyor ve yeniden genel başkan olacak. Böylece partideki MHP’li CHP’li tartışması ve mecliste vekillerinin kendilerine başka parti arayışları gibi sorunlar bir süre ötelenmiş olacak. Bu partide esas mesele; kimlik problemi, neden var olduğunun gerekçesi sağlam bir şekilde olmayışı gibi esas sorunlar var olmaya devam edecek. Ama şimdilik üzeri örtülmüş olacak.

Yoksa “bana madam dediler” diyerek İP’ten kopmuş gözükmesi esas mesele değil; kimlik ve neden var olduklarının bilinmemesidir. Zira çevresindeki en yakınındaki kişi ve kişiler hala lider olarak Bahçeli’yi dil sürçmesi ile bile olsa ifade ediyorlar. Neden orada olduklarının sebebi belli değil. Allah söyletti. Lider Akşener değil Bahçeli… Neymiş efendim “eski alışkanlıkmış.” Bir söz vardır “alışmış kudurmuştan beterdir.”

Meral Akşener’in bu davranışına “küstüm şovu” diyenler var.” İP’ten atladı şovunu tamamladı.” Kapısında bekleyenlerden birileri kendisini yakmadan veya ölümüne açlık grevine gitmeden kazasız belasız gösteri sona erdi.

Neden MHP iktidar olamıyor diyerek çıktı Meral hanım. ama kendisi ilk seçimde bu durumlara düştü, İktidar olmanın bir takım şartları vardır. İktidar olmak; bu arzuyu gerçekleştirmek için bir takım dalaverelere başvurarak, MHP’yi yeni partisine taşıyarak olmaz. İktidar olmak uzun soluklu emek ister. Emek çekmeden, “asla ülkücü değiliz, merkez bir milli partiyiz” sözlerini kullanmak yetmez. Duyulmamış ve tanımının ne olduğu belli olmayan ifadelerle olmaz. Merkez boş değil ki merkezde ve laik liberal bir partiyiz demekle bu iş olamaz. Bu dili de kabul görmemiş ve suni bir dil olduğunu düşünüyorum. Erdoğan ve Ak parti karşıtlığı ile hemen anında seçime git ve Cumhurbaşkanı ol. Biraz garipti ve seçim de bunun böyle olduğunu gösterdi. Hadi hayırlısı diyelim.

Bu yazımı hazırladıktan hemen sonra yani 6 Ağustos Pazartesi günü İYİ Parti kurucu üyelerinden Yusuf Halaçoğlu, Özcan Yeniçeri ve Nevzat Bor partideki görevlerinden ve partiden istifa etmişlerdir. Ve birlikte yaptıkları açıklamalarında Halaçoğlu; Genel Başkan Meral Akşener’in partisinin gerisinde oy aldığını belirterek, “Dolayısıyla biz istifanızı, kongreye gitmenizi ve aday olmamanızı onaylıyoruz. Bu doğru bir şeydi. Kardeşim, parti 9.96 oy almış, sen almışsın 7,26. Artık partiyi bir yere götürmen mümkün değil” dedi.

Afyon’daki toplantıda sadece konuşması sonucu yumruk atılan eski gençlik kolları başkanının burnunun kırılıp, ağzının yarıldığını aktaran Halaçoğlu, konuşmayı bile hazmedemeyen bir ekibin bulunduğunu iddia etti.
Halaçoğlu, parti genel başkanlarını “bulunmaz Hint kumaşı” gören anlayıştan bıktıklarını söyledi.
Fikirlerin değil liderlerin siyasetinin yapıldığını belirten Yeniçeri de, şahsi çıkarların aracı haline gelen siyasette kendilerinin olmadığını söyledi.
Yazımın başında yani bu istifaların olması öncesi İYİ parti’de dökülmelerin olabileceğini bildiğim halde yazmadım. Sonbahar erken geldi; dökülen yapraklar bunu söylüyor. Kış mevsimini yaşar mıyız bilemem. Bunu İYİ Partililer daha iyi bilir. İkinci kez hadi hayırlısı diyelim.
Hoş kalın. Anamur, Ağustos 2018. İsmet Kadıoğlu.