“Hayat benim için hep bir tuval oldu”

Yazar Alper Bıyıklı…
1979 yılında Erzurum’da doğdu. Atatürk Üniversitesi Güzel sanatlar Eğitim Fakültesi Görsel Sanatlar Öğretmenliği’nden mezun oldu. O çocukluğundan bu yana hayal gücünü öylesine geniş tuttu ki kendi deyimi ile “Hayat benim için hep bir tuval oldu. Fırçamı ve kalemimi sürekli yanımda taşıdım. Bu yüzden kâğıtlar beni çok iyi tanır; çünkü parmak izim en çok onlarda kaldı. En çok onlara dokundum.” dedi. Bugüne kadar pek çok dergi ve gazetelerde yazıları yayınlanan Yazar Alper Bıyıklı evli ve iki erkek çocuk babası… Truva Yayınları aracılığıyla yayınlanan “KASIRGA ORDUSU” adlı muhteşem romanı ile kamuoyunda büyük ses getiren yazar Bıyıklı ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdik. Bıyıklı; “Ben umudumu hiç yitirmedim ve yitirmeyeceğimde… Sesim duyuluncaya kadarda bağıracağım… Bağıracağım… Bağıracağım!” diyor.


Metin Soylu:
 Neden Kasırga Ordusu?
Alper Bıyıklı: İnsanlar nasıl ki sağlıklarının kıymetini kaybedince anlarlar. İşte özgürlükte öyle bir kavramdır. Kayboldu mu bir kere, artık iki ihtimaliniz vardır. Ya esaretin kölesi ya da uğruna ölümü göze alacağın özgürlüğünüz… İkisinden birini tercih etmek zorundasınız. “Kasırga Ordusu” da seçimlerini özgürlüklerinden yana kullananların hikâyesini ortaya koyuyor.


Romanımda Hiçbir şey Göründüğü Gibi Değil

Metin Soylu: Kitabınızı ne kadar süre içerisinde ve hangi ruh haliyle kaleme aldınız?
Alper Bıyıklı: Tüm samimiyetimle ifade etmek isterim ki, bunu bende bilmiyorum. Çünkü bu ordunun hikâyesi, gerçekten de yürek burkan acılarla dolu. İster buna öfke patlaması, isterseniz de bir isyan deyin… Şunu baştan belirtmekte fayda görüyorum; Klasik tarzda bir ordu ve savaşla karşılaşacağını zannedenler, sayfalar ilerledikçe yanıldıklarını görecekler. Çünkü hiçbir şey düşündükleri gibi çıkmayacak ve birçok sürpriz kendilerini bekleyecektir. Bir yıllık ciddi araştırmalarımın sonucunda edindiğim bilgiler ışığında, karakterlerin isimlerini ve mekânları oluşturdum. Anlayacağınız haddinden fazla detayla karşılaşacak ve savaş stratejileri ile heyecanın zirvesine çıkacaksınız. Romanın girişinde söylediğim gibi ’’ ilkel bir ordu, en fazla ne yapabilirdi ki?’’ Fantastik tarzda kahramanların bulunduğu ve gizemli varlıklarında olaylara dâhil olduğu bu eserde, kimi zaman üzülecek kimi zaman ise şaşkınlığınızı gizleyemeyeceksiniz. Çünkü böylesine bir orduyla beklide ilk defa karşılaşacaksınız. Klâsik bir ifade olacak; ama inancın nelere yol açabileceğine tekrardan şahit olacaksınız. Tıpkı geçmişte yaşanan savaşlarda olduğu gibi… Nasıl bir Ruh haliyle yazdığıma gelince de; isterseniz buna okuyucu romanımı bitirince kendisi karar versin….


Metin Soylu:
 Romandaki karakterleriniz bir kurgu mu? Yoksa gerçek kahramanlar da işin içinde

Alper Bıyıklı: Gerçek hayat hikâyelerinden esinlenerek yapılmış olan bir kurgu desek daha doğru olur… Ama şunu unutmamak gerek. Kurguda olsa, kahramanlar gerçek acılardan doğar. İşin güzel tarafı ise yeni bir kahraman doğuyor… Tıpkı sinemaya uyarlanan Yüzüklerin Efendisi, Avatar ve Narnina da olduğu gibi. Anlayacağınız bundan böyle bizimde dünyayı kasıp kavuracak olan bir Kasırga Ordumuz var. Macera ilerledikçe farklı özellikleri olan savaşçılarla tanışacak ve savaş başladığı andan itibaren kafalarda oluşan bütün soru işaretlerinin de ortadan kalktığını göreceksiniz. Dünyanın en güçlü devletlerine karşı inanılmaz bir mücadelenin akışına kapılacak ve gözünüzü bir Moskova’da birde New York sokaklarında açacaksınız. Belki de Paris’i ilk defa böylesine aşktan uzak ve Eyfel Kulesi’nin yalnızlığında keşfedeceksiniz. Serüven bununla bitmeyecek ve Kenan isminde ki başkarakterin etrafında toplanan farklı din ve ırka sahip olan bu çılgın savaşçıların macerası karşısında çok şaşıracaksınız. Dünya büyük bir kargaşaya sürüklenecek ve korkunun kol gezdiği tüm yerlerde Kasırga Ordusu esecek. Olaylar sadece Türkiye’ye değil, bütün ülkelere sıçrayacak ve herkes tarafını seçmek zorunda kalacak. İsteyen kötülüğün kölesi, isteyen ise iyiliğin savaşçısı olacak. Gerçek kahramanlara ise sayfa aralarında bir yerlerde muhakkak rastlayacaksınız.


Yazar Olmak Maceraya Atılmaktır

Metin Soylu: Yazar olmak size şimdi ne kazandırdı?

Alper Bıyıklı: Farklı bir dünyadan içeri adım attığıma inanıyorum. Tıpkı Matrix filminde Neo’nun yaşadıkları gibi. O sahneyi hepiniz iyi hatırlarsınız. Esas oğlan Morpheus’un uzatmış olduğu mavi hapı yutar ve aniden bütün dünyası değişir. Ben ise mavi ya da kırmızı hap tercihinde bulunmayacağım. Çünkü her halükarda hapı yuttuğuma inanıyorum… Kısacası, yazar olmak maceraya atılmaktır. Kasırga Ordusu ise bu anlamda benim için yeni bir serüvenin başlangıcı oldu… En azından temennimiz böyle…

Metin Soylu: 
Kitabınızı yazarken sizi olumlu veya olumsuz eleştirenler oldu mu? Siz ne yaptınız?
Alper Bıyıklı: Anadolu’da meşhur bir söz vardır. ‘’Kargaya yavrusu şahin gelirmiş.’’Tabi kim toz kondurmak ister ki kendine. Ama şunu rahatça söyleyebilirim, eleştiriye açık birisiyim. İlk aldığım tepkiler çok olumlu ve yapıcı şekilde oldu. Bundan sonrası ise zaman isteyen bir süreç, ister istemez olumlu veya olumsuz birçok eleştiriyle karşılaşacağım. Ama çok şükür ben bunların hepsine hazırlıklıyım. Çünkü sağlam bir bina, sağlam bir temelden geçer. Harcında eleştiri olmayan bir eserin ustası, hiçbir zaman bir Selimiye Cami inşa edemez.


Metin Soylu: 
Türkiye’de yazmak mı yoksa okumak mı daha kolay?
Alper Bıyıklı: Yazmak kolay da, anlaşılmak zor… Okuyan kendisini karar veren konumda gördüğü için yazan kişinin yargısız infazını kolayca yapabilir. Aslında böyle bir takıntım hiç olmadı. Çünkü sözlerim gayet sadedir; ama karşı taraf bir akrep gibi sokulduğunu, ancak zehir etkisini göstermeye başlayınca anlayabilir. 


Metin Soylu: 
 Alper Bıyıklı’nın yeni kitap projeleri olacak mı?
Alper Bıyıklı: Hayallerine gem vuramayan birisi olarak, Yüce Yaratıcının da izniyle gizemli ve macera dolu yeni çalışmalarla karşınıza tekrardan çıkacağıma emin olabilirsiniz…


Metin Soylu: 
Kamuoyuna vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Alper Bıyıklı: 
Evet, herkesin bir derdi var. Benim derdim ise derdi olmayanların yüreklerine büyük bir dert salmaktır… Bence hiç kimse öyle rahat olmamalıdır. Çünkü özgürlük kaybedildi mi bir kere ya köle olmayı seçeceksiniz ya da bu uğurda ölmeyi… Şimdi merak edenler KASIRGA ORDUSU savaşçılarının neyi tercih ettiğini okusunlar.

Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.