Mersin Sahil Spor Kulübü Derneği’ni uzun zamandır takip ediyor ve 
başarılarını takdirle izliyorum. Yaptıkları önemli hizmetleri çok 
duyuramasalar ve  ilgili kurum ve kuruluşlardan gerekli destek 
görmeseler de, yollarına azimle devam ediyorlar
Sokaktaki çocuklara spor eğitimi veriyorlar ve onları bir şekilde 
topluma kazandırmaya çalışıyorlar.
Sahil Spor Kulübü Başkanı ile sohbetimde, tesislerinde çocuklar spor 
yaparken dışardan bazı çocukların çalışmaları çekingen bakışlarla 
seyrettiğini, bu çocuklarla konuştuğunda ise  onların Suriyeli çocuklar 
olduğunu ve hiç düşünmeden onları da davet edip diğer çocukların 
arasına kattığını anlattı. 
İşte bu gerçekten Mersin’in yardımsever, hoşgörülü, kucaklayıcı, 
ötekileştirmeyici özelliğiydi. Şimdi burada eğitim gören 700 çocuğa ek 
olarak, 100 civarında Suriyeli çocuk var.
Mersin’de suçlu çocuk oranının azaltılmasına yönelik olarak, gönüllü 
kurum ve kuruluşların da işbirliğiyle “Mersin’in Yıldızlar Projesi” 
Mersin Valiliği tarafından hayata geçiriliyor.
Büyükşehir, Cumhuriyet Başsavcılığı, Mezitli Kaymakamlığı 
destekleriyle yapılan Valilik himayesindeki bu projeye, şimdi 
Suriye’den göçle Mersin’e gelen insanlar da dahil edildi.
“Mersin Valiliği Sosyal Destek Programı (SODES)” kapsamında 
desteklenen bu proje, son zamanlarda öne çıkan en kapsamlı sosyal 
sorumluluk projesidir.
Bu projenin Sahil Spor Kulübü Onursal Başkanı Salim Çevik 
tarafından hazırlandığını ve bu oluşumun şimdiye kadar olan 
başarılarında onun önemli desteği ve katkısı olduğunu belirtmeliyim.  
Şu anda başka bir ilde görevli olmasına rağmen, bizzat kendisi 
Mersin’de bu etkinliğin içinde ve çalışmalara sürekli katkı veriyor.
Bu güne kadar destek vermesi gereken birçok oluşumdan destek 
alamamasına rağmen, bir avuç gönüllü kişi ile bugüne kadar 
gelmişler.
Sanırım bundan sonra bu konularda son derece duyarlı olduğunu 
bildiğim ve yaptığı başarılı hizmetlerini dikkatle ve takdirle izlediğimiz 
Mezitli Belediye Başkanı  Neşet Tarhan da  onların destekçisi 
olacaktır. 
Ev sahibi olarak bizim çıkardığımız bir takımla, konuk Suriyelilerden 
oluşan  takım arasında yapılan final müsabakasında Vali Sn. Özdemir 
Çakacak konuşmasında şunları söyledi: “Engelli vatandaşlarımıza, 
çocuklarımıza ve kadınlarımıza yönelik sivil toplum kuruluşlarımızın 
hazırladıkları çeşitli projeleri SODES kapsamında destekliyoruz. 
Suriyeli göçmenlerin de bu projeye dahil edilmesi memnuniyet verici. 
Bu insanlık dramında evlerini terk eden misafirimiz, kardeşimiz ve 
dostumuz olan insanlara kapımızı ve gönlümüzü açıyoruz.  Yüzyıllar 
öncesi Avrupa’dan inançları dolayısıyla memleketlerini terk eden 
insanlara bu millet kucak açtıysa aynı şekilde bu gün de yapılan, 
büyük bir millet, güçlü bir devlet olmamızın gereğidir. Soframız onlara 
açıktır, onları böyle sosyal faaliyetlerde görmek bizleri mutlu 
etmektedir”. 
Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Burhanettin Kocamaz da aynı 
duygularla, “sporun barış ve kardeşlik ortamını geliştirdiğini ve 
milletimizin tarih boyunca sıkıntı içerisinde olan insanlara destek 
verdiğini, onların problemlerinin çözümünde rol aldığını, bayraksız ve 
vatansız olmanın çok acı olduğunu belirtiyor, onlara destek olmak ve 
acılarını hafifletmek bizim için görevdir” diyordu.
Geçtiğimiz yıl temmuz ayında kent yöneticilerinin yaptıkları bir basın 
toplantısını hatırlayalım: Suriyelilerin kentin ekonomisine zarar 
verdiğini iddia eden bazı yöneticilerle birlikte yapılan basın 
toplantısında, Suriyelilere karşı olumsuz bir söylemde 
bulunmadıklarını ve yanlış anlaşıldıklarını söylemişlerdi. Hemen 
arkasından da Suriyeliler bir adım atmışlar ve Mersin’in sokaklarında 
Mersinlilere teşekkür yazıları eşliğinde  beyaz güller dağıtmışlardı.
Yine o günlerde bir Mersin Milletvekilinin Meclis’te Suriyelilerle ilgili 
verdiği soru önergesi ise farklı bir ayrımcılığı ve suçlamayı içermekte 
ve Mersin’in geleneksel barış ve hoşgörü anlayışına uymamaktaydı.
Savaşın sebepleri, sorumluları vardır ve elbette bu farklı bir konudur. 
Öncelikli olan ölüm korkusu ile yurtlarını terk edip bizim ülkemize, 
kentimize sığınmak zorunda kalanlar için göstereceğimiz insanlıktır.  
Her kim olursa olsun kapınıza gelen yoksula, muhtaca ve hele can 
korkusu taşıyanlara bunun nedenini soramazsınız! Kapınızı açmak, 
ekmeğinizi ve suyunuzu paylaşmak zorundasınız. Ahlak, töre, inanç 
ve insanlık değerleri bunu gerektirir. 
Ötesini sonra konuşursunuz…
Tüm bunların sonunda da Mersin’de, Maraş ve Antep gibi komşu 
illerin aksine hiçbir üzücü hadise gerçekleşmedi.
Son günlerde yine bazı kent dinamiklerinin ve siyasilerin sorumsuzca, 
Suriyeliler aleyhine olumsuz sonuçlar doğurabilecek tehlikeli ve 
kışkırtıcı demeçler verdiklerini görüyoruz. Bu günlerde üzücü sonuçlar 
doğurabilecek bazı yerlerde birtakım olayların olabileceğini 
düşünüyorum. 
Böyle hassas bir zamanda Özellikle Valimizin ve kent dinamiklerinin 
böyle bir projeyi destekleyerek Suriyeli misafirlerimizle birlikte ve 
onlara destek olduklarını göstermeleri çok önemli ve değerlidir.
Tabii Sahil Spor Kulübü’nün bu çabaları da son derece övgüye değer.
Belki de Mersin’de huzursuzluk isteyenlere karşı önemli bir cevap 
niteliğindedir.
Bugün bir tv kanalında bir başka siyasetçinin, üç haftalık Mersinli 
Sn.Muhsin Kızılkaya’nın iki yıllık Suriyelileri savunması ve barış, sevgi, 
hoşgörü mesajları vermesi çok önemlidir, kıymetlidir. 
Birkaç yıldır ülkemizde misafir olan Suriyelilerin gitmelerini isteyen bir 
siyasi anlayışı nasıl hoş görebiliriz? Mersin’e 10 yıl önce ya da 20 yıl 
önce başka kentlerden gelenlerin gitmesini istesek, ya da daha ileri 
giderek Bulgaristan’dan ya da Girit’ten gelenlerin gitmesini istesek, 
daha da ileri giderek yüzyıl önce Suriye ve Mısır’dan gelenlerin 
gitmesini istesek, saçmalık nerelere uzanır, bir düşünelim. 
Ötekileştirmenin sınırı yoktur. Bu dünyada, yasal gerekler ve insani 
zorunluluklar dikkate alındığında, her karış toprakta herkes yaşama 
hakkına sahiptir; hele savaş koşullarında bir başka ülkeye sığınan 
insanlar kutsal bir emanettir; temel insani ihtiyaçlarının karşılanması 
ve güvenlikleri için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.  
Bugüne kadar din, ırk ve mezhep ayrılıklarının hiçbir zaman söz 
konusu olmadığını bildiğimiz bu kentte, bundan sonra da hiçbir 
ayrımcılığa izin verilmemelidir. 
Öte yandan, bugün Mersin’de ticaret yapan ve Mersin ekonomisine 
katkı veren 300’ün üzerinde Suriyeli şirketin olduğunu ve Suriye’ye 
olan ihracatın % 330 arttığını neden konuşmuyoruz?
İç savaştan önce Suriyeli turistleri bekleyen Mersin’i, yalnızca Suriyeli 
turistlere dönük Mersin turizmini, o günlerdeki Arapça reklamları ve 
tabelaları ne kadar çabuk unuttuk!
Unutulmamalıdır ki, Mersin iki asırdır göçle gelen insanlara kucak 
açmış, onlara iş ve aş vermiş, ekmeğini paylaşmıştır. 
Mersin, barış ve hoşgörünün hakim olduğu bir kenttir ve insanlarında 
yardımseverlik ve dayanışma duygusu çok gelişmiş ve yerleşmiştir. 
Kuruluşundan itibaren bu kente gelen herkes, yerleşik ahaliden 
destek ve yardım görmüştür. Mersin’de bugüne kadar hiç kimsenin 
dini, dili, mezhebi, ırkı kimseyi ilgilendirmemiştir.
Maalesef konu siyasi bir mecraya da çekilmek isteniyor. Bu daha 
çirkin ve tehlikeli bir durumdur; politik bir çaresizliği ve kirlenmeyi 
işaret etmektedir.
Sevindiricidir ki genel süreç olumlu seyrediyor; Suriyeli konuklarımız 
huzur içindeler. Elbette duyarlı, dikkatli yöneticilerimiz ve bunları 
destekleyen Mersin Sahil Spor Kulübü gibi kıymetli oluşumlar da bu 
sağlıklı ve sevindirici sürecin daha da güçlenmesine yardımcı 
oluyorlar.
HARUN ARSLAN