HİZMET
          Güneydoğu bölgemizin her tarafında, günde 10 arabanın geçmeyeceği yerlere bile, ülkemizin batısında dahi görülmeyen kalitede, bölünmüş yollar yapıldı. Yine Güneydoğu illeri ve ilçelerinin her birinin dört bir tarafında konut inşaatları, iş merkezleri, sanayisi, tarımı, üniversitesi, hastanesi göze görünen yapılmış işlerdendir. Her ile yapılan havaalanları ona keza.

          Harran ve Konya ovası başta olmak üzere suyun ve barajın ulaşmadığı topraklarımız kalmadı.
          BASKI

          Ak Parti Digor ilçe başkanı, Bakan Yalçın Topçu ile konuşurken ne diyor: “Ben şu anda başkanı olduğum ilçedeki köyüme giremiyorum, kendi köyümde vefat oldu, ilk gün gidemedim. Ertesi gün, güvenlik birimlerine haber verdik de, öyle taziyeye gidebildik. Kendi köyümde taziyeye zor gittik. Siz orada rahat rahat yazıyorsunuz, biz canımızla siyaset yapıyoruz. Buralar hep PKK” Çevredeki diğer vatandaşlar da AK Parti Digor İlçe Başkanı Abdurrahman Aydın’ı doğruluyorlar. İçlerinden biri de, Ak Parti Genel Merkezi’nden, bakanlardan birkaç isim söylüyor ve “Onlar konuşmasın, ortaya çıkmasın, onlar konuştukça burada HDP tırmanıyor” diyor.
          BAHÇELİ MATEMATİĞİ
          7 Haziran seçimlerinde anket sonuçları bana göre, Ak Parti seçmeninde rehavete sebep oldu. Bu rehavet en çok HDP’nin işine yaradı. Doğu’da sandığa giden seçmen yine oy’unun “kendisinin dışında birileri tarafından atıldığını” görür ve bunun önlemi alınmazsa, hiç de sonuçlar halkın kendi istediği sonuçlar olmayacaktır. Birileri baskı yapacak kadar gücü elinde tutmaya devam ediyorsa, sadece seçimi değil, ülkemize onlarca yılları kaybettirir. 1 Kasım’da HDP barajı aşıp MHP’den fazla vekil çıkarırsa buna Bahçeli’nin sevimli matematik formülleri bile çare olamaz.
          ÇIĞIRTKANLIK
          Uyuyan polisleri sırtından uyurken vurup öldüren kendileri (PKK), doktoru öldüren kendileri, her türlü arabaları durdurup ateşe veren kendileri, ilçelerde ve illerde birçok yerlerde hendekler kazıp terör ortamı oluşturup halka kepenk kapatmak zorunda bıraktıran kendileri, ilçelerde özerklik ilan edip güvenlik görevlilerini sokmayan kendileri, gündüz herkesin görebileceği şekilde karakol basıp polis öldüren kendileri ama seçim güvenliği yok diye bağıran kendileri. Bu koşullarda sandık kurulması imkansız çığırtkanlığı yap ondan sonra da Ak parti tek başına iktidar olamayacağı için seçimi iptal edecek diye bağır. Bu nasıl adalet, nasıl özgürlük anlamış değilim.

          “ALAN HAKİMİYETİ”
          Şırnak’ta hastaneden dönen uzman çavuşun yolu 4 PKK’lı tarafından kesildi. Bunu gören halk bu duruma dayanamadı, uzman çavuş ve ailesine müdahale edip kurtardılar.

          PKK’lılar Şemdinli Konur Vadisi’nde 'Mehendi-1' köprüsünü patlayıcılarla yıktılar. 2 Eylülde  ilçeye ulaşımın sağlandığı diğer yol üzerindeki köprüyü de aynı şekilde patlatarak bölge halkının ilçeyle ulaşımını kesti.  Ayrıca Su Gediği bölgesinde bulunan GSM şirketlerine ait baz istasyonlarını yakarak  cep telefonlarını da kullanılamaz hale getirdiler. 
          PKK Çözüm Süreci’nin başından bu yana bölgede kendi söylemiyle “alan hakimiyeti” kurma peşinde. Nüfusun büyük çoğunluğu can korkusu içinde kabuğuna çekilip bu karanlık günlerin bir an önce bitmesi için dua ederken,  bir kısmı da bölgeden göçüyor.
          HALK BOYUN EĞMEMELİ
          PKK’nın “alan hakimiyeti”ne bölge halkı isyan etmelidir.

          Terör örgütüne, iş makinalarını yaktırmamak için, kepenklerini kapatmamak için, köprülerini yollarını korumak için, barajlarını korumak için ”Güvenli Seçim” için yani kendi oylarını baskı olmadan kendileri kullanabilmeleri için, bir araya gelip sesini yükselten yüzlerce binlerce insana karşı meydan savaşı veremez. 
          Çözüm süreci en başından itibaren bölge halkının iradesiyle şekillendi. Bugün yeniden sürecin başlaması, yine bu iradenin kendini ortaya koymasıyla olur.

          Bölge halkı Kürtler, bir şiddet örgütünün sınırlarını çizdiği bir alanda, ona boyun eğerek yaşamaya razı olmadıklarını ne kadar açık ifade ederlerse o kadar çabuk çıkacağız bu çözümsüzlükten.
          “AÇIK OY BİZ BİZE SAYIM”
          Yakmalar, yıkmalar ve öldürmelerin hepsi, seçim için. Zira devlet tarafından halkın özgürce oy kullanması özgürlüğünü sağlamasını önlemek için. 7 Haziran seçimlerinde devletin güvenlik kuvvetleri, seçim süreciydi, yok seçimde olay olmasın düşüncesiyle, HDP hariç partilerin müşahitlerini korkutarak oy kullanma alanından uzaklaştırmışlar “Açık oy biz bize sayım” yaparak oyların tamamını HDP’ye çıkmasını sağlamışlardı. Devletin güvenlik kuvvetlerinin, ortamın güvenliğini sağlaması halinde böyle bir sonuç alamayacaklarını düşünüp terörü devam ettirip halkı korkutmak ve böylece istedikleri sonucu almak istiyorlar.

          BUNA ÇARK ETMEK DENİR
          7 Haziran seçimlerinin hemen arkasından; “Biz sırtımızı PKK, PYD’ye dayadık”, “PKK sizi tükürüğü ile boğar” diyenlerin genel başkanı çark ederek, herkesin gözü önünde estirilen terörü görmeyerek ne diyor, “Doğu ve Güneydoğu’da seçim güvenliği yok.” Hendekler kazmış, geçiş yollarını kapatmış ilçeye kimse giremiyor bunu PKK yapıyor ve kendisi de bunları görüp bildiği halde PKK’yı içten lanetlemiyor; Ak Parti oy oranını artıramayacağı için seçimi ertelemek istiyor diye bağırıyor. Anayasa gereği, seçim yenileme zorunluluğu karşısında da tek başına iktidar olmak için, Ak Parti koalisyona yanaşmadı diye bağırılmıştı.

          Demirtaş: “Şu ana kadar bölgeden gelen vekillerimizin hiçbiri seçim koşulu vardır diyemedi. “Bu koşullarda sandık kurulması, seçim yapılması imkânsızdır” dedi. AKP’nin de amacı bu. İstese bir günde seçim koşullarını oluşturabilir. Zannedersem bunu bir plan çerçevesinde yürütüyor. Cumhurbaşkanı da açıkça, “7 Haziran’daki gibi olmayacak” dedi. Sandıklara ‘Saray’ el koyacak. Nasıl ki devlete, parlamentoya, hükümete el koyduysa, darbe yaptıysa sandıklara da baskı hazırlığı yapıyor. Oyları düşerse seçimi erteleyebilirler de iptal edebilirler de. Ülkemizde darbeyle işbaşına gelmiş bir başkan var. Seçimi erteleme ya da iptal için kılıfına uydurabilir her türlü.” ( Bu yalan yanlış açıklamalar insanları inanacağını mı sanıyor acaba. “Darbeyle gelmiş Başkan” ne demekse? Eğer Erdoğan’ı kast ediyorsa, bilmiyor galiba, halktan %52 oy alıp seçildi.)
         
Demirtaş çark ederek, PKK’nın yaptığı; yol kesmeleri, arabaları, ambulansları, tırları yakmaları, hendek kazmaları görmüyor, “hükümet savaş kararı vermiştir, biz tam tersine verilen bu savaş kararlarından geri dönülsün diye barış çabalarını sürdürüyoruz” diyor. Bu insanlar salak ya, aman da aman inanacaklar.
          Birde “Tek taraflı ateşkes ölümleri durdurmaya yetmez” gibi ifadeler kullanıyor. Sanki iki devlet savaş yapıyor, taraflardan bahsediyor. Devletin güvenlik kuvvetleri terörün karşına çıkıp durdurmaya çalışıyor. Asker demek silah demektir. Devlet askere silahı bıraktıracak. Silahsız asker mi olur. Sen çözüm sürecinin başlamasını ve seçimin vatandaşın özgürce baskı olmadan kendi istediği partiye oy vermesini istiyorsan, PKK silahını bırakacak ve Türkiye’yi terk edecek. Yoksa artık yeter Kandil vurulmaya bütün hızıyla devam edecek. 1 Kasım seçim sonuçlarına bağlı değil bu.
         
VE SEÇİM GÜVENLİĞİ
          Bazı anket sonuçlarına göre, 1 Kasım’da sonuçların değişmeyeceği görülebiliyor. Sandıklar aynı yerlere kurulur ve Doğu ve Güneydoğu’daki her seçmenin oy kullanma iradesini baskı, tehdit ve ölüm korkusundan uzaklaştırılmazsa seçim sonucu değişmeyecektir. Gerçek bir seçimin olması ve seçmenin özgür iradesini kullanabilmesi için, YSK ve Devletin olması gereken tedbirleri alması gerekir. “Seçim Güvenliği’ PKK’nın baskı yaparak HDP’ye oy kullandırması ya da tek kişinin bütün oyları kullanması ve tüm sayılan oyların HDP şeklinde çıkan oy torbalarının YSK’ya teslimi değil. Vatandaşın özgürce oy’unu kendisinin kullanmasını sağlamaktır.
          Hoş kalın. Eylül 2015 Antalya. İsmet Kadıoğlu