Mehmet Necati GÜNGÖR
Hani bir laf vardır ya;
“Hızır gibi imdada yetişti.”
“Allah yolladı.”
Tam o hesap; Allah Davutoğlu kulunu bu millete kurtuluş çaresi olarak gönderdi.
Bizim Erzurum'da da şöyle bir söz vardır:
“Edip eyleyen Allah!”
Amenna ve saddakna!
Bu Davutoğlu, Tayyip beyin emriyle Başbakanlığa getirilmemiş olsaydı, önümüzdeki yılları da heba etmiş olacaktık.
O Başbakan oldu, milletin makus talihi yenilmeye başladı.
Ve bu günlerde adı bazılarınca “Dersim” diye anılan Tunceli ilimiz, kurtuluşun miladı oldu.
Nasıl mı?
“Sıkıysa git!” meydan okumasıyla.
Meydan okuduğu kişi Bahçeli idi.
Gitti ve Ankara'da söylediklerini orada Tunceli halkına hitaben de söyledi.
Her ne kadar “vilayet önüydü, cemevine gidemedi” gibi gülünç mavralar estirilse de Bahçeli bu resti görerek, Davutoğlu kulunun bilmeden bahşettiği bu fırsatı öylesine oya çevirmiş oldu ki hesaplara sığmaz.
Şimdiden belli olmuştur.
2015 seçimleri MHP'yi, tek başına olmasa bile partneri olacak partiyle iktidara taşıyacaktır!
Muhtemelen CHP-MHP koalisyonu ile.
Tunceli meydan savaşı MHP'ye hiç hesapta olmayan oylar kazandırdı.
Saray ve yolsuzluklarla sarsılan iktidarın bütün beklentileri alt üst olmuş durumda.
AKP bundan sonra kolay kolay iflah olmaz.
İniş aşağı gider.
Zaten, anketler de bunu gösteriyor.
MHP'nin oylarında büyük sıçrama olacak.
CHP'nin oyları sabit kalsa bile, bu sıçramayla MHP, iktidar hesabında önemli bir denklem unsuru olarak ortaya çıkmış bulunuyor.
Şimdi MHP'ye bir-iki hamle düşüyor.
Birincisi; bir Cuma gününü de Diyarbakır'a ayırmak.
Orada terörü lanetleyip, Kürt vatandaşlarımızla kucaklaşmak.
Sonra Van,
Sonra Davutoğlu'nun göstereceği yol haritasını takip etmek:
Hakkâri ve Bingöl.
MHP bu hamleleriyle hem milliyetçi oyları konsolide edecek, hem terör ve bölücülüğe karşı duran halkın büyük bir kesimini yanına almış olacak.
Allah Bahçeli'ye “yürü ya kulum!” dedi.
Davutoğlu kulunun sayesinde...
Ha, unutmadan;
Merkez sağda yeni kurulacak partiyi de hesaba dahil etmek lâzım.
Yoldadır.
Bu gün yarın o da hesaba dahil olur.
Sonrası;
İktidar için “yandı gülüm keten helva!”
