Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Kocamaz’ın daha önce ertelenen
basın toplantısı hafta başında yapıldı.
İnanınız, basın toplantısında anlatılanların şokundan kurtulup, ancak
iki gün sonra yazabiliyorum.
Aslında “şok” sözcüğü belki de fazladan söylenmiş oluyor burada;
çünkü dinlediğimiz şeyler zaten uzun zamandır kulağımıza geliyordu
ve çoğu kirli ilişkiler hakkındaki bilgiler epeydir ortalığa saçılmıştı.
Yine de somut belgelerle, doğrudan Başkan tarafından dile getirilince
etkisi sarsıcı oldu; halka ait bir bütçenin bir kamu kurumu tarafından
böylesine kötü kullanıldığına tanıklık etmek acı verdi.
Adeta hastalığını bilen kanser hastasına doktor tarafından kanser
olduğunun söylenmesi gibi…
Sn. Kocamaz iki aylık sürede tespit ettiği bankamatikçiler,
Belediyede usulsüz çalışanlar, şarkıcılara verilen astronomik ücretler,
ihalelelerdeki usulsüzlükler, medyaya yapılan ürkütücü ödemeler
gerçekten dinleyenlerin tam anlamıyla kanını dondurdu. “Bu kadar da
olmaz!” dedirtti.
Mersin, “Macit Özcan” gibi ihale yasaklı olan birisini üç dönem ısrarla
Belediye Başkanı seçti… Oysa daha baştan itibaren kusur açıktı ve
tehlike bütün netliğiyle ortada idi. Nasıl mı ?
Macit Özcan’ın firmasına yasak getiren madde,” Hile,
desise, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, suretiyle
veya başka yollarla ihaleye ilişkin işlere fesat karıştırma
veya buna teşebbüs etmek, ihale işlemlerinde sahte
belge ve sahte teminat kullanmak veya kullanmaya
teşebbüs etmek taahhütünü kötü niyetle yerine
getirmemek, taahhüdünü yerine getirirken idareye
zarar verecek işler yapmak yasaktır” suçlarını
kapsıyordu.
Ve tehlike geliyorum dese de Mersin bunu kabullenmek istemedi !
Bu tehlikeyi umursamadan işaret edilen aday, ilk dönemde hâlâ
konuşulan kirli bir oyunla Başkan seçildi ve aynı kişi, benzer ürkütücü
uyarılara kulak tıkayan destekçilerinin oylarıyla üç kez üst üste bu
kentin kaderine hükmetti !
Yetmedi; göz göre göre ve bütün çirkin söylentilere rağmen dördüncü
kez seçmenin önüne çıkarıldı !
Yine seçilebilirdi ve kendi partisin içinden hiç beklenmedik bir direnç
nedeniyle kıl payı kaybetti .
Gelelim bugüne…
Sn. Kocamaz’ın doğrudan sunduğu bilgi ve belgeler, tartışılan
yolsuzluk ve usulsüzlükler üzerinden ne çok kişinin ve firmanın
menfaat sağladığını gözler önüne seriyor.
Bu belki de aysbergin görünen parçasıdır. Öyle ya; İki ayda bu
kadar şey ortaya çıkarıldığına ve bunlar da yalnız bir yıllık dönemi
kapsadığına göre, daha nelerin ortaya çıkacağı ve ne gibi sürprizlerle
karşılaşacağımız belirsiz.
*Kentte, bugüne kadar yani on beş yıla yayılan üç dönemlik hizmet
süresinde fakir ve aç hemşerilerimiz için bir “aşevi “ açmaya aklı ve
vicdanı elvermeyen,
*Asgari ücretle yaşamaya çalışan insanlara karşılık, çalışmayan
yığınla partiliyi ve menfaat çevresini bunun 20 katı bir bedelle maaşa
bağlayan,
*Belediye kaynaklarını hoyratça harcayan,
*Bu kentte işsizliğin, fakirliğin, gelişememenin sorumlusu zihniyete
isyan etmemek elde değil…
Hem bu seçim öncesi ve maalesef her seçim öncesi Özcan’ı
destekleyen ve her seçimde nasıl olsa kazanırız diye düşünen kentin
neredeyse tüm dinamikleri, bu sefer büyük şoku iki ay geçmesine
rağmen atlatamadılar.
Bazı yazarların ve basın kuruluşlarının ve kentteki birçok oda,
kurum ve oluşumun geçmişte Özcan’ın ilk dönemlerinde yazdıkları
yazıları, verdikleri beyanatları ve dolaşan haberleri incelediğimizde,
genel olarak Büyükşehir Belediyesi ve Özcan aleyhine bir çizgi
tutturduklarını görüyoruz. Ve ne hikmetse, bu çevreler zaman içinde
hidayete (!) eriyorlar ve yazılar, beyanatlar, dolaşan haberler lehte bir
çizgiye dönüşüyor.
Şimdi bunu somut örneklerle daha iyi anlıyoruz.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Burhanettin Kocamaz’ın somut
bilgi, ve belgeler eşliğinde işaret ettiği kirli tablonun hangi çevrelerde
ve nasıl bir rahatsızlık yarattığına lütfen dikkat ediniz .
Onca belgeye dayalı yanlış harcamalar, bütünüyle seçime dönük
büyük rakamlı ödemeler ve kamu bütçesini elbette evraka dayalı ama
merhametsiz bir savurganlıkla çar çur etmeler ortada iken, kıytırık bir
konuda sesini yükselterek meseleyi gürültüye getirme çabalarını da
kamuoyu ilgili kişilerin hanesine yazıyor.
Kent içinde bazı basın içinden sözüm ona yazarlar ve bir meslek
odası, ortaya saçılan ve elbette öncelikle yasalar ve kamu vicdanı
önünde hesaplaşılması gereken bu kirli tabloyu nasıl ilk anda
savunur, üzerinde çalışmadan şüphelinin avukatlığına soyunur ve asıl
da yığınla belgeli suçlamalar karşısında tek söz etmez !
Sn. Kocamaz bu tür açıklamalara devam etmelidir ve bu kentin
dürüst, adil, haksızlığa karşı olan insanlarının oylarının namusunu
savunmalıdır.
Geçmiş yıllarda hepimizin gözlerinin içine baka baka sürdürülen çılgın
bütçe savurganlığının, ihmal edilen hizmetlerin, şımarık ve görgüsüz
yatırımların hesabı sorulmalı, en azından açık yürekle ve yüksek sesle
tartışılmalıdır.
Hiçbir şey yapanın da yanına kar kalmamalı, her türlü hukuki işlem
yapılmalıdır. Elbette ve asıl olarak tüm bu kişiler en büyük cezayı
halkın vicdanında almalıdır ve bir daha böyle dramatik dönemlerin
yaşanmaması için sonuçlar çıkarılmalıdır .
Yerel demokrasi kültürü böyle oluşur; bir daha kentin kaderi saçma
sapan politik hesaplar uğruna yetersiz ve cüce iradelere teslim
edilmez!
15 yıl bu kente karanlık bir dönem yaşatanlar ve bu kentin halkının
parasını haksız olarak kullananlar ve bundan haksız fayda sağlayanlar
kent belleğine kazınmalıdır .
Bunların hesabı sorulmadan; haksızlık yapanlar, haksız kazananlar
ortaya çıkarılmadan ve kentin geçmişi temizlenmeden yeni bir sayfa
açılmamalı; zaten açılamaz !
Herkes ve hepimiz, parti ayrımı gözetmeden, aklımızı ve vicdanımızı
kullanarak çok büyük dersler çıkaracağımız bir tarihi bizzat yaşıyoruz.
Özcan’ın kendi partisinden olanların parti önceliği düşünerek
yaptıkları savunmalar önce kendi partilerine zarar verecektir.
Yine Özcan etkisi ile seçilen Meclis üyeleri usulsüzlükleri savunurlarsa
ve üzerlerinin kapatılmasına önayak olurlarsa kendileri de buna ortak
görüneceklerdir.
Ahlak, namus, dürüstlük, vatan ve kent sevgisi, halktan yana
olmak, kendi kaderine sahip olmak ve benzeri kavramları mahalle
kahvelerinde ve emekli masalarında meze yapmayacağız.
Yaşanılan on beş yılı ortaya çıkan her kirli konuda yeniden
düşüneceğiz ve bu rezilliğe kendi oyumuzla imkân sağladı isek bunun
da hesabını kendimize vereceğiz.
Öfkeye, düşmanlığa, dar görüşlü politik hesaplara kapılarak koca bir
kentin kaderiyle bir daha böyle oynanmamalıdır!
Kişiler, kurumlar, basın camiası, bütün bir kamuoyu; herkes ve
hepimiz bir kirli dönemin aktörleri, mağdurları ya da tanıklarıyız.
Şimdi dürüstçe aynaya bakalım ve kendimizle de konuşmaya cesaret
edelim.
Ama önce ve lütfen, bu pisliği hepimiz adına sorgulamaya çalışan
Büyükşehir yönetimini ve Sn. Kocamaz’ı önce kutlayalım, sonra
da sağlıklı ve hakça bir hesaplaşma konusunda sonuna kadar
destekleyelim.
Ve son bir not…
Unutmayalım: Konuyu sakin bir akılla ve dürüst bir vicdanla tartmaya
bile gerek duymadan, geçmiş dönemi telaş içinde ve tereddütsüz
savunmak da pek hayra alamet sayılmamalıdır.
HARUN ARSLAN