Ak Parti bir kitle partisidir. Bir şekilde 15 yıldır iktidar olmanın karşılığı, kitledeki her türlü insandan idare edenler vardır ve yönetimde belirli yerlere gelmişlerdir. Bunlardan bazıları partililerin, beni o temsil etmesin dediği olumsuz örneklerdir. Parti vitrininde görünmesini istenmeyenler her partide olduğu gibi Ak Parti´de de mutlaka vardır ve olacak.

Konuştuklarında sözleri vatandaşın midesine oturan, partiyle bütünleşememiş ve şahsi çıkarı önceliği olanlar da partide mevcuttur.

Bunlar her vücutta olabilecek ve olmuş hastalıklar. Bu tespiti de son zamanlarda T. Erdoğan´ın yaptığı gibi herkes yapmakta. Bu bir tespit. İlaçla veya bir başka şekilde tedavisi olmalı . Partinin lideri Erdoğan, 2019 Türkiye´nin geleceği için önemli bir viraj olduğunu görerek değişim öngörmekte.

Bütün mesele tedavi. Hareketliliğin/değişimin şeklinin nasıl olacağı önemli. Araba en son model. Ama arızaları olduğunu elektronik beyin söylüyor. Araba tekerler üzerinde ve bu tekerleri yönetenler var. Yöneticinin direksiyona yön vermesiyle tekerler arabayı götürüyor. Tekerleğin bazıları balon yapmış değişmesi gerekir. Şoförün güçlenmesi için sadece tekerin değişmesi yeterli midir? Değişecek ama çapı kaç olacak, yazlık teker mi, kışlık teker mi olması, markası ne olacak. Ve kararını verecek kişiler kimler. Delegeler değişmemiş…

Tek siyasi kadro değişimde, güçlü yapılar şak diye sağlanamaz deniyor. Bu işin bilgelik/ Allah korkusu boyutu var, adalet boyutu var, kişinin merhametli olması var, bilginin derinliği meselesi var, kişinin üretken olması var.. Bunun gibi birçok farklı boyutu var.

Her dönemde bilerek bilmeyerek uygulamalarımızda hatalara düşeriz. Menderes, Özal, Erbakan dönemlerinde yapılan bazı yanlışların benzerleri bu dönemde de yapılmakta olduğunu görüyoruz ve en yetkili ağız bunu söylüyor. Hatta şimdi imkanlar, iş imkanları/iş kovalamaları, rant ve bunlara bağlı ilişkiler daha fazla ve derin. STK, medya, sermaye ilişkilerinde bugün daha çok problemlere sahibiz. Yakınlarınızı yanınıza almışsanız ve iş imkanları konusunda ilişkiliyseniz, sağlanacak ilişkiler, çıkar ilişkileri ise, size zorluklar yaşatacaktır.

Ak Parti´nin bu dönemi “ben bilirim” değil bilenlerin hakim olduğu dönemi olmalıdır. 7 Haziran´ın eksileri pansuman yapılarak giderilmiş gibi gözükse de, bugünkü olumsuz sanılan durumlardan, düzeltmenin kalıcı olmadığı anlaşılmaktadır. Bazı il ve ilçe teşkilat başkanlarının ahbap - çavuş ilişkilerini bırakması gerekir. Söylenenlerden anladığıma göre(varsa), kirli ittifaklarla iş ortaklıklarından, yandaş gibi kavramlardan Ak Parti´nin kurtulması gerekir. Yeni düzenlemeyi geçmişteki yapılan(varsa) hataları dikkate alarak yapmalıdır. Kimseye minneti olmayan, heyecanı, tutkusu, donanımı olan kişiler lazım. Şov peşinde olanlara yer olmamalı. Bunlar belki yorgun olanlardan değil ama olmaması gerekenlerden. Bu çalışmalar yalnız Ak parti teşkilatlarında olmamalı, aynı zamanda bürokratlarda da yapılmalıdır.

“Partili Cumhurbaşkanlığı sitemi” referandumun kabulü ile birlikte Tayip Erdoğan´ın Ak Parti Genel Başkanı olmasıyla partinin geleceği partili partisiz herkes tarafından konuşulmaya başlandı, gündemin konusu oldu. Her birim başkanları ve milletvekilleri söz konusu oldu. Belki de her başkan ve yetkililer için bilgiler toplandı. Tabi olumlu olanlar olmayanlar şeklinde not edildi. Yapılıp yapılmadığını da kesin bilmiyoruz ve duyumlara göre mış gibi yazıyoruz. Belki de böyle bir şey yapılmadı. Öyleyse niye böyle yazıyoruz? Ben ve benim gibi düşünenler olması gerekenleri yazıyor ve yazmalıyız.  İnşallah gerçek ve düzgün tespitler yapılmıştır ya da yapılacaktır. Hayal kırıklıkları yaşamamak için de beklentileri yüksek tutmamalıyız. Yoksa umduğumuz/beklediğimiz olmazsa küseriz.

Ak Parti üzerine gidiliyor ve ortam bulandırılıyor. Bu bulanık ortamdan (Ne demişler kurt puslu/bulutlu havayı sever) istifade etmesini bilen bazı rantçılar, fırsatçı, istismarcı kişiler ve rüşvetçiler partiye sızabildiler. Böylece iktidar olmanın nimetlerinden kendileri ve taraftarları yararlandı. Bir de belediyelerde ise, gerçek partilileri ve vatandaşı rahatsız eder.

Tayip Erdoğan İstanbul teşkilatında konuştu. Bu konuşmasından İstanbul´da referandumda alınan sonucu problemli gördüğü açık. Neden? Hayır oyları fazla çıktı. Ankara´da da aynı olduğuna göre problemin yalnız İstanbul´la sınırlı olmadığı görülüyor. Buna göre yerel yönetim seçimlerinde problem çıkabileceği görülüyor. Özellikle büyükşehirlerde. Fiziki ya da gönül yorgunluğu olsun “metal yorgunluğunun” en çok belediyelerde var olduğu genel kanaat. Buna bağlı olarak teşkilat değişikliği yanında, özellikle yerelde “yıpranmamış” adaylar olsun istenecek.

Yapılan güzel hizmetlerin görülmesine bu durumlar engel olmakta. Değişim mutlaka olmalı beklentisi samimi partililerde ve vatandaşta oldukça fazla olduğu görülüyor. Bu değişim düşüncesi Erdoğan tarafından gündeme getirilip dillenmesi olumsuzluklar olduğunu düşünen partilileri ümitlendirdi.
Bu konuyla (değişimle) ilgili başka günlerde yine yazacağım. Hoş kalın. Ağustos 2017 Anamur. İsmet Kadıoğlu