Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının “oy” a etkisini merak edenler için gözlemim şu:

                “AKP oylarında dramatik bir düşüş olmayacağı anlaşılıyor.”

                Daha açık bir ifade ile; AKP’ye oy veren çoğunluğun umurunda bile değil!

                Cevapları hazır: “Başkaları da çalmadı mı?”

                Çalanlar oldu da, o başkaları hepimizin inandığı dini değerler adına çalmadılar.

                Daha açık söyleyelim: “Dinimizi kullanarak oy almadılar!”

                Bu halk size “Müslüman”sınız diye oy verdi. “Çalıp çırpmazlar” inancıyla yanınızda saf tuttu.

                Bir de, fezlekeli bakanınız kalkmış Allah’ın ayetleriyle alay ediyor. “Bakara-makara!”

                Bütün bunları inançlarını makaraya sararak yaptıkları çok belli.

                Bunları ya Allah  çarpacak, ya da elindeki bombalar patlayacak; öyle gidecekler!

                Kucaklarında iki bomba var:

                Birisi “Kürt” bombası, diğeri “Ekonomi.”

                Güneydoğu’da olanların farkındayız. Hükümet, sözünde durup o caniyi serbest bırakmazsa, özerkliğe geçit vermezse olacakları dağdaki şakilerin sözcüsü söylüyor. Hem de tehditle. Demek istiyor ki; “bundan sonra tabutlar da gelebilir, her şey olabilir.”

                Böyle bir şeye tevessül ederlerse, Türkiye Cumhuriyeti’nin, onun güvenlik güçlerinin eli soğan doğramıyor herhalde!

                Cevabını alır, kıçüstü oturursunuz da; olan yine de halkımıza olur. Türk’üyle, Kürt’üyle bütün halkımıza. O’nun için bu konuda en hassas görev Kürt vatandaşlarımıza düşüyor. Kürt vatandaşlarımız dönüp o canilere: “Oturun oturduğunuz yere! Bizi maceraya sürüklemeye hakkınız yok!” demeli, Türkler de o yöreden gelecek tahriklere akl-ı selimin tıkaçlarını kullanmalıdır.

                Bu durum AKP içindeki makul seçmen kitlesini zaten tedirgin ediyor. Böyle bir tablo ile karşı karşıya kalınırsa AKP’den kitleler halinde kopmalar olacağı muhakkaktır.

                Ekonomiye gelince; eski Planlama Müsteşarı ve eski milletvekili İlhan Kesici, kendisiyle yapılan söyleşilerde gerçekçi verilerle gelen tehlikenin büyüklüğüne işaret etti ve hükümete dostça uyarılarda bulundu. Dinlerler, dinlemezler; yine de İlhan Kesici’ye kulak verseler iyi ederler derim.

                Zerrap, İran ve altın meselesi Türkiye’nin başını bir hayli ağrıtacak gibi.

                Spiker sordu, Kesici açıkladı. Bu durumda “gri” tonlarda renklendirilirsiniz, ülkeye yaptırım uygulanır, yabancı para ve yatırım girişleri durur! Yabancı kaynaklar Türkiye’yi sırf bu iddialardan dolayı “koyu gri” noktasına getirmişler bile. Bunun anlamı, yukarıda belirttiğimiz yaptırımlardır.

                Ekonomide çanlar şimdiden çalmaya başladı.

                Cari açık, faiz, döviz kısır döngüsü üzerine bir de bu yaptırımlar eklenirse Türkiye ekonomisi büyük sıkıntılara girebilir. Pahalılık ve işsizlik artabilir, maazallah, toplumsal huzursuzluklar yaygınlaşabilir.

                Bu da iktidar partisinden dar gelirli, orta gelirli kitleleri kopartır.

                Böyle bir tablo karşısında muhalefetin iktidara talip olması siyaseten ne kadar doğrudur; o tartışma götürür.

                Kurt politikacılar böyle bir hevese “bırak bomba ellerinde patlasın!” derler.

                ABD’nin “CHP-MHP” mahreçli bir hükümet kurdurma, ya da bir “Pisi” miyavlatma projesi dillendiriliyor ya; o da akıl dışıdır ve aritmetiğe aykırıdır.

                Olağanüstü şartlar, olağanüstü çözümler üretir. Biraz sabır, biraz itidal!

                Allah ülkemizi ve milletimizi korusun!