AKP’de rekabet kazanı erken fokurdamaya başladı.

                Cumhurbaşkanı adaylığını ilan eden Başbakan, “ben seçilinceye kadar hiçbir şeye odaklanmayın” diye tembihte bulunmuş olsa da, belli ki bazıları dinlemiyor.

                Partinin üç as’ından biri olan, aynı zamanda “özgül ağırlığı da olan” Bülent Arınç, Gül adına kulis yapmaya başlamış bile.

                “Partinin başına geç” tekliflerini organize ediyor.

                Şimdiden, 70 kadar milletvekilinin bu fikre açık olduğunu söyleyebiliriz.

                Nerden mi çıkarıyoruz?

                Üç  dönem kuralından.

                AKP’de üç dönem kuralına toslayan 70’i aşkın milletvekili var.

                Bu milletvekilleri huzursuz. Bir dönem için de olsa kenara konulmak istemiyorlar.

                Zira, kenara konulanın bir daha zor hatırlandığı bir alandır siyaset.

                Unutulmanın, ya da bir dört/beş yıl ne yapacaklarını bilememenin paniğini yaşıyorlar.

                Tayyip bey ise açık konuşuyor. “Bu kuraldan taviz yok” diyor.

                Şunu da ilave ediyor:

                “Seçilirsem yorulan bir cumhurbaşkanı olacağım.”

                Bunun anlamı ise açıktır: “Dümen benim elimde olacak, hem devleti, hem hükümeti, hem partiyi yöneteceğim!”

                İşte burada sorun çıkıyor:

                Gül, böyle bir başbakanlık sistemine önceden kapısını kapatıyor. “Başbakan olacaksam, öncelikle partiye, sonra da hükümete hakim olmak isterim” pozunda.

                Yani, parti genel başkanlığını ancak bu şartla üstlenebileceğinin işaretlerini veriyor.

                Tabii ki, üç dönem kuralını bozacağını da vaat ederek.

                Kulislerden aldığımız duyumlara göre Genel Başkanlık için kıyasıya bir rekabet var.

                Davutoğlu bu fikre iyice ısınmış durumda.

                Etrafında, Başbakan’ın yakın çevresinden isimler var.

                Beri tarafta Gül ve Arınç etrafında eskilerden, daha doğrusu 70’lerden oluşan bir grup.

                Onlar için kimin genel başkan olacağından çok, kendilerine yeniden seçilme yolunu açacak üç o kuralın kaldırılması.

                Bunu da Gül’den bekliyorlar.

                Kazan, bu minval üzere fokurduyor.

                İki taraftan da odun atılıyor.

                Bakalım, sonuçta kimin/kimlerin istediği olacak?

                Gül gibi görünüyor.

                Zaten, Çankaya ile Başbakanlık’ın arası hiçbir dönemde, hiçbir zaman iyi olmamıştı.

                Anlaşılan o ki, Erdoğan seçilirse yine olmayacak.

                İşte burada durmak lâzım.

                Ekmeleddin İhsanoğlu öyle hafife alınacak bir aday değil.

                CNN’de Taha Akyol’la yaptığı söyleşiden iyi puanlar aldı.

                Günden güne sevenleri çoğalıyor.

                Tayyip bey ters köşeye yatırılabilir!