Diyabet, birçok kişi tarafından tek tip bir hastalık olarak kabul edilse de, aslında farklı türleri ve tedavi yaklaşımları bulunuyor. Medicana Sağlık Grubu Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rümeysa Selvinaz Erol, diyabetle ilgili en çok merak edilen konuları yanıtlıyor ve tedavi süreçlerinin kişiye özel olması gerektiğine dikkat çekiyor.
Diyabetin Farklı Türleri ve Tedavi Yöntemleri
Diyabet, temelde iki ana tipe ayrılır. Bunlardan ilki olan Tip 1 diyabet, vücudun insülin üretimini durdurmasıyla ortaya çıkar. Bu tür diyabet hastaları için insülin tedavisi hayati önem taşır. Medicana Sağlık Grubu uzmanları, Tip 1 diyabet hastalarının insülin tedavisinin vazgeçilmez olduğunu belirtiyor.
Tip 2 diyabet ise başlangıçta vücutta insülin üretiminin devam etmesine rağmen, bu insülinin etkili bir şekilde kullanılamamasıyla karakterizedir. Bu durumda, hastalar yaşam tarzı değişiklikleri, diyet ve düzenli egzersiz gibi yöntemlerle hastalığı kontrol altına alabilirler. Ancak, zamanla vücutta insülin üretimi azalır ve bazı hastalar için insülin tedavisi kaçınılmaz hale gelir. Prof. Dr. Rümeysa Selvinaz Erol, "Tedavi her birey için kişiselleştirilmeli. Çünkü her hastanın diyabet dinamiği farklıdır," diyerek, tedavi sürecinin kişiye özel olmasına vurgu yapıyor.
Tokluk Şekerinin Yükselmesi: Kırmızı Bayrak
Birçok diyabet hastası, açlık kan şekerinin normal olmasına rağmen yemek sonrası (tokluk) şekerinin yüksek olduğunu fark eder. Medicana Sağlık Grubu uzmanları, bu durumu ciddi bir uyarı işareti olarak değerlendiriyor.
Doç. Dr. Erol, "Tokluk kan şekeri yüksekliği, HbA1c seviyelerini olumsuz etkileyebilir, bu da tedavi başarısını düşürür ve uzun vadede kalp damar hastalıkları riskini artırır," diyor. Yüksek tokluk şekeri, tedavi planının gözden geçirilmesini gerektirebilir.
Açken Şeker Yükselir mi? Evet, Yükselir!
Birçok diyabet hastası, açken de kan şekerinin yükseldiğini görerek şaşkınlık yaşar. Medicana Sağlık Grubu uzmanları, bunun yalnızca yediklerimizle ilgili olmadığını belirtiyor. Vücut, özellikle açlık durumlarında karaciğer aracılığıyla glukoz üretebilir. Sağlıklı bireylerde bu mekanizma düzgün çalışırken, diyabetlilerde bu denge bozulabilir. Ayrıca stres, enfeksiyon ve uykusuzluk gibi faktörler de şeker seviyelerini tetikleyebilir.
Doç. Dr. Erol, "Fiziksel veya psikolojik stres, glukozu artıran hormonları devreye sokar. Diyabet kontrolü yalnızca 'ne yedin?' sorusuyla sınırlı değildir," diyerek yemek ve insülin arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor.
Tatlandırıcılar Masum Mu?
Tatlandırıcılar doğrudan kan şekerini yükseltmese de uzun vadede bağırsak florası, iştah kontrolü ve metabolizma üzerinde etkili olabilirler. Medicana Sağlık Grubu uzmanları, tatlandırıcıların ölçülü kullanılması gerektiğini vurguluyor. Sınırsız tüketimi, zannedildiği gibi zararsız olmayabilir ve başka sağlık sorunlarını tetikleyebilir. Bu nedenle, diyabetli bireylerin tatlandırıcıları dikkatli bir şekilde ve önerilen sınırlar içinde kullanmaları önemlidir.