Muhalefet partilerine önerim var.

Aslında bilinmesi ve yapılması gereken bir iştir.

Halkın arasına girin!

Orada sizin için çok malzeme var.

Şehir içi seyahatlerinizi sıklıkla şehir otobüslerinde yapın.

Oradaki konuşmalara kulak kabartın.

Kendinizi tanıtarak sohbet edin.

Göreceksiniz; bir dokunuşla bin ah dinleyeceksiniz.

Bu “ah”ları kürsülerinizde dile getirin.

Korkmayın, halk muhalefet partilerini sevmeye başladı..

Aynı öneriyi iktidar milletvekillerine yapamam.

Peşinen uyarayım; çok hoş şeyler olmayabilir.

Geçen gün bindiğim otobüste ilginç bir konuşmaya şahit oldum.

Orta yaşlı bir adam, telefonla konuşuyor.

Sesini kısma ihtiyacını bile diymadan.

Karşısındaki kişiye diyor ki:

“İnternete girsin, müracaatını yapsın.

Sakın, başkasına söylemesin. Sonra şansı azalır.

El altından alınacak!”

Konuşmadan anlıyoruz ki, kişi Elazığ'lı.

Bir kuruma eleman alınacak.

Tenbih şu: “Başkasına söyleme, şansını azaltma, el altından alınacak!”

Yani, sınav mınav yok.

Zaten, KPSS sınavı kaldırıldı biliyorsunuz.

Kendi çocuklarının bu sınavlarda başarısız olduklarını görüyorlar.

Mülakatla eleman alacaklar kamuya.

Ve tabii, kendi çocuklarını.

El altından.

Bu da, onun gibi.

İş, Elazığlı Cemal'e havale edilecekmiş.

Konuşmadan sadece ismini öğrenebildik.

Cemal milletvekili de olabilir, danışmanı da.

Her şey el altına inmiş vaziyette.

Paralar, rüşvetler, saatler el altından alınıyor.

Soruşturma komisyonu yayına yasak koyuyor ki dil üstüne çıkmasın gerçekler.

El altından bel altı vuruşlar yapılıyor sesi çıkana.

El altından yandaşlık yapanlar da ötmeye başladılar.

Son ötüş, yandaş medyadan kovulan örtülü yazardan:

Demiş ki; “Kabataş haberini gazetecilik değil, insanlık adına yaptım.”

Sonra gezicilerden özür dilemiş:

“Hakkınızı helâl edin.”

Dönemin Başbakanı bu bilgiyi nasıl kullandı, biliyoruz:

“Başörtülü anneyi dövmüş, üzerine idrarlarını boşaltmışlar!”

Türkiye bu yalanla ayağa kaldırılmak istendi ama, bereket, halkın sağduyusu galip geldi, buna inanan olmadı.

Şimdi böyle bir olayın olmadığını, iddia sahibinin itirafından anlıyoruz.

Yıllardır bunu yaşıyoruz.

El altından kandırılıyor, bel altından vuruluyoruz!