Rus uçağının düşürülmesi emrini kim verdi?
Yoksa pilotlar angajman kuralları gereği re’sen mi hareket ettiler.
Uçuk düşürme olayı üzerine yandaş medyada kahramanlık menkıbeleri dile getirildiğine göre bu işin bir kahramanı olmalı.
Kahraman kim?
Davutoğlu, “Uçağın düşürülmesi emrini ben verdim” dedi. Demek ki kahramanımız Davutoğlu.
Peki, ilk açıklamanın Cumhurbaşkanlığı katından yapılması neydi?
Bu ülkenin Genelkurmayı var, Savunma Bakanlığı var, Başbakanlığı var. Bunlar dururken “uçak düşürüldü” haberinin Cumhurbaşkanlığı katından verilmesinin anlamı neydi?
Aynı açıklama, öğretmenler günü nedeniyle çağrılan 81 öğretmenin önünde tekrarlanıp alkış alınca durumun ciddiyetini kavramış olan Başkan (fiilen durum bu olduğuna göre) “alkışlamaya gerek yok” diyerek, vahametin hangi boyutlara  ulaşacağını kestirmiş olmalı.
Anlayacağınız, öğretmenlerin alkışı boşa çıktı.
Ahmet Hakan bu alkışı işin vahametini kavramadan yapan öğretmenlere “inşallah, yeni nesiller sizin eseriniz olmaz” diyerek çakmış. Ne denir?
İşin vahametini “IŞİD petrolünün büyük kısmı Türkiye’ye gidiyor! Terör işbirlikçileri tarafından sırtımızdan bıçaklandık” denilince, beyaz et alımı durdurulup, Rus turistlere “sakın Türkiye’ye gitmeyin” tembihi yapılınca durumu en iyi kavrayan,  elbette Cumhurbaşkanımız olmuştur.
Enerjinin başında damat da var şimdi. Ya, kış kıyamette Rusya doğalgaz vanasını kapatırsa halimiz nice olur?
Her ne kadar “doğalgaz akışında sorun olmayacak” dense de Ukrayna örneğinde olduğu gibi “arıza” çıkarma ihtimalini akıldan uzak tutmamak gerek.
Siz bakmayın hararetli hamasetçilere. Durum gerçekten ciddidir. 
Cumhurbaşkanının daha sonra çeşitli vesilelerle iki defa tekrarladığı şu cümle, durumun ciddiyetinin “kavranış” noktasını açık bir şekilde ortaya koyuyor.
“Tabiiyeti belli olmayan uçak. Tabiiyeti belli olmayan uçak.”
Yani, denilmek istendi ki, düşürdüğümüz uçağın Rus uçağı olduğunu bilmiyorduk.
Arkasından “bilseydik yaparmıydık hiç” cümlesi gelmedi ama, anlayanlar anladı.
Davutoğlu “emri ben verdim” diyor.
E güzel.
Toparlama işi de sana kalsın.