Bizlere kitap okumak hep sıkıcı gelmiştir. İçimizde bazen merak edip ısrarla sayfalarını karıştığımız, her sayfasını heyecan ve merakla okuduğumuz kitaplar da olmuştur. Arkadaşlarımızdan duyduğumuz ve elimizden düşürmeyip her satırını merak ve heyecanla okuyarak bir sonraki sayfasını yine merak ettiğimiz romanlar…  Bu şekilde olanımız içimizde çok azdır. En başta ülke olarak okumuyoruz. Çocuklarımıza okuma alışkanlığını teşvik edecek çaba dahi göstermiyoruz. Şimdi sırasıyla şehirlerde açılan kitap fuarlarına akın ediyoruz. Bu sayede  kitabın yazarını yakından görüyor, kitabımızı imzalatarak kitap hakkında merak ettiklerimizi sorma imkânına sahip oluyoruz. Ertesi gün aldığımız birkaç kitap unutuluyor. Kitaplığımızda sergilenmek üzere yerini alıyor. Bir defa şu sözümü unutmayın! Kitap okumak düşünce dünyamızın balta girmemiş ormanlarında yeni yerler keşfetmektir. Zihnimizde yeni gezegenleri tanımaktır. Fikir dünyamız sadece okuyarak gelişir. Sadece roman okumayın arkeoloji, antropoloji, sosyoloji, psikoloji, tarih, kişisel gelişim yani elinize geçen her şeyi okuyun. Her alanda ki her konuyu merak edin araştırın, okuyun.  İnsan bilmediğinin cahilidir. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir sözünde eline geçen iki kuruşun birini kitaplara verdiğini söylüyor ve yaptıklarını buna borçlu olduğunu dile getiriyor. Şimdi bizler onun manevi miras olan akıl ve bilime okumadan nasıl sahip olacağız? Okumak bize sıkıcı gelmemeli kendimize kitap okumayı işkence olarak görmemeliyiz. Dünyayı değiştirenler işe en başta kendini değiştirerek başladı.