lahi Oktay Vural.
            Öyle bir laf ettin ki, bu lafınla hem kendini, hem de kahraman Savunma Bakanımızı tarihe geçirdin.
            “Milli Sıvışma Bakanı!”
            Gülmekten kırıldık.
            Sözü ambalajlamak buna derler işte.
            Siyasette bu işi bir Bölükbaşı yapardı, bir de Demirel.
            Sen de yaman çıktın ha!
            Böyle muhalefet düşman başına.
            ***
            Milli Savunma Bakanımız bir inci daha döktürmüş:
            Süleyman Şah türbesinin taşındığı Suriye Eşmesi’nin sınırımıza sadece 180 metre uzaklıkta olduğunu hatırlatarak demiş ki:
"Ecdadına bir Fatiha okumak isteyenleri bir yürüme mesafesinde olan türbeye davet ediyorum"
İslâm inancına göre Fatiha’nın menzili sonsuza kadar gider.
Yani, nerede olursak olalım, okuduğumuz Fatihalar milyonlarca kilometre öteden de yerini bulur.
Kahraman Savunma Bakanımız fatiha’ya da menzil koymuş:
“Yürüme mesafesi…”
“Bakara makara”cıyı aratmamış yani.
“Yahu, eski Başbakan bu zatları mülakatla mı bakan yapmış?” diye bir soru aklımda dönüp duruyor.
Bu kadar yeteneği bir araya getirmek maharet ister de…
***
Bir bayrak tartışmasıdır gidiyor.
Efendim, bayrağımız oradan alınıp buraya dikilmiş.
E, Oktay bey söyledi zaten; sıvışarak sıvıştırmışız.
Bu iktidar döneminde bayrağımız kaç kere yere düşürüldü, aklında tutanınız var mı?
İlki sanırım Ankara’daki HADEP Genel Kurulu’nda olmuştu.
İki zıpçıktı yukarılara tırmanıp bayrağımızın ipini kesmişti.
Bayrağımız yere düşürülmüş, ancak olay usulden tepkilerle geçiştirilmişti.
Zaten, bayrak da oraya “usulden” asılmıştı.
Sonra garnizondan, sonra başka yerlerden, hatta dağlardan silindi bayrağımız.
***
Siirt valiliği de Türkiye Cumhuriyeti’ni silmiş resmi antetli kâğıdıyla:
“İddia edilen T.C. Siirt Valiliği” imiş!
Hadi, buradan da yakın.
Bekliyoruz; Siirt valiliği ve Emniyet Müdürlüğü hakkında hiçbir işlem yapılmamış. Ya da yapıldı, biz bilmiyoruz.
Bu iktidar her yerden sıvışıyor.
Devlet’i de Siirt Valiliği’nin antetinden sıvıştırmış.
Elimiz yakanızdadır!