Paris’te aynı günde   birçok yerde bombalar patladı, insanlar rehin 
alındı, üzerlerine ateş edildi.
Ankara’daki bomba terörü ile karşılaştırırsak çok daha büyük, çok 
daha ciddi, çok daha korkutucu bir olaydır bu...
Ankara’daki olaylardan sonra özgür basının nasıl Hükümet aleyhinde 
yayın yaptığını, katliamı tekrar tekrar ayrıntılarıyla gösterdiğini, 
herkesin birbirini suçladığını,  muhalefetin de olayın hemen ardından 
yetkililerin istifasını istediğini hayretle, ibretle ve üzülerek izlemiştik.
Paris’teki çok daha büyük çaptaki olaylar sonunda, oradaki basın 
dengeli bir yayımcılık yaptı, öncelikli olarak Hükümet suçlanmadı, 
insanlar birlik içerisinde oldular.
Yine Paris’teki olaya ciddi tepki gösteren Avrupa’nın Türkiye’deki, 
terör olaylarına nasıl kayıtsız kaldığını ibretle gördük .
Yıllarca terör örgütlerine destek veren, ev sahipliği yapan, başka 
ülkelerdeki terör olaylarını televizyonlarından keyifle seyreden 
Avrupalılar, şimdi bu olaylar kendilerine dönünce tamamen bir 
çelişkiye düşmüş durumdalar. 
Korku içindeler. Bir basit ampul patlamasının bile nasıl panik 
yarattığını ve ne kadar tedirgin olduklarını izledik.
Burada ülkemiz emniyet ve istihbarat teşkilatının da ne kadar güçlü, 
deneyimli ve cesaretli olduğunu kabul etmemiz ve onların hakkını 
vermemiz gerekir. 
Hala içimizde Avrupa’nın mükemmelliği ve büyüklüğü kanaatine 
dayalı olarak, kendimizi küçük görme duygumuzu üzerimizden 
atamıyoruz.
Bir patlama sonucunda kendi insanlarımızı ne kadar suçladık.
Emniyet güçlerimizin engellediği onlarca olayı görmezden geldik. 
Ancak bir olay olduğu zaman yetkilileri suçluyor, olayların önlendiği, 
hiçbir olayın olmadığı zamanların değerini bilemiyoruz.
Mutlaka olayların olmadığı, önlendiği zamanların da değerini bilerek 
emniyet yetkililerini takdir etmek ve kutlamak gerekir.
Bugün Türkiye’deki en riskli illerin başında Mersin gelir. Mersin çok 
farklı grupların yaşadığı bir il olarak hem karmaşıktır hem de özel 
güvenlik tedbirleri alınması gereken hassas bir ildir. 
Mersin genelde huzurlu ve sakindir. Uzun zamandır kayda değer 
önemli olumsuz bir olay da olmuyor. Bu sevindiricidir.
Fakat bunu bize sağlayan yetkililerimizi de unutmamamız gerekir. 
Mersin Emniyet Teşkilatı’nı, Siteler Karakolu’nda çocuklarla iletişime 
giren ve önemli bir örnek teşkil eden Karakol yöneticilerini 
hatırlıyoruz. 
Akdeniz Oyunları’nda başarı ile güvenliği sağlayan, Gezi olaylarını 
zararsız bir şekilde geçiren polis teşkilatımızın bu başarılarını da 
unutmadık.
Güvenlik konusunda başarılı yöneticilerimiz bu hassas kentin barış 
içerisinde yaşamasını sağladılar.
Bir süre önce Mersin’de göreve başlayan Emniyet Müdürümüz Rahmi 
Baştuğ kısa zamanda tüm kenti tanımış, Mersin’de her kesimle sıcak 
ilişkiler kurmuş çalışkan ve gayretli bir yöneticidir.
Mersin’in bu hassas dönemi barış ve sükûnet içerisinde geçirmesinde 
başta kendisinin olmak üzere polis teşkilatının payı büyüktür.
Bir olay olmasını bekleyip, olay olduğu zaman birilerini suçlamak 
dışında olaysız, barış içerisinde geçen zamanın ve bunun 
sağlanmasına katkı verenlerin değerini bilmeliyiz.
Avrupa kışı yaşarken, kasım ayının bu güneşli sıcak günlerinde  
Akdeniz’in en güzel kentlerinden Mersin’de  güvenlik ve barış 
olmadan yaşamanın bir değeri olur muydu ?
Bu değeri yaratmak da kendiliğinden olmuyor işte; hepsi emek istiyor, 
çalışma ve özveri gerektiriyor. Hiç olmazsa şükredelim, kıymetini 
bilelim; emek verenlerden şükranımızı esirgemeyelim. 
HARUN ARSLAN