Pazar günü Ankara Kocetepe camii, en büyük kalabalıklarından birini daha büyük bir acı için topladı.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın eşi Prof. Dr. Tuba Vural, üç yıldan beri tedavi gördüğü amansız hastalıktan kurtulamayarak Hakka yürümüştü.
Her yönüyle yürek burkan bir acı.
Kocatepe camii avlusunda binler bu acıyı palaştı.
Kimler yoktu ki...
Camiye, Vural'ın vefalı dostlarından, eski TÜPRAŞ Genel Müdürü Mehmet Savran ve eşi Fatma Savran ile birlikte gittim.
MHP'nin küskünleri dahil hemen herkes buradaydı. Türkiye'nin pek çok ilinden gelen MHP'li ve ülkücüler, tek yürek halinde bu acıya ortak oldular.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek oradaydı.
MHP Genel Başkanı, ailenin reisi olarak geldi ve Tuba Vural'ın namazını kılıp tabutu altına girerek son görevini ifa etti.
Uzaklardan gelenlerden birisi de, İlhan Kesici idi. İstanbul'dan sırf cenaze namazına katılmak için gelmişti.
Cami avlusunda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu ile de karşılaştık. Karşılaştığı herkesin elini sıkıp, başsağlığı diledi. Sonra, ezanla birlikte camiye girerek ikindi namazını kıldı.
Kesici'nin ve Feyzioğlu'nun orada bulunuşu MHP camiasını mutlu etmişti. Bakışlarından, yaklaşımlarından bunu anladım.
Yüreği kanayan bir insanın acısının derin izlerini bu defa Oktay Vural'ın alnında gördüm. Kırış kırış olmuştu.
Kendini tutamadı, zaman zaman göz yaşlarına boğuldu.
Sanki, bu yası tutacağını bilmişcesine sakalını haftalar öncesinden uzatmıştı.
Ve sakal, bu kederli yüze çok yakışmıştı.
Tuba Hoca'yla birlikte, onun gidişiyle öksüz kalmış eşine üzülerek ağlayan baylar ve bayanlar gördüm.
Cenazeye çok sayıda hanımın katılmış olması dikkatimi çekti.
MHP, siyasi ve sosyal refleksi çok güçlü olan bir parti. Bunu, bu alana toplanan kalabalıktan daha iyi anlamak mümkün.
Kendisiyle Başbakanlık yıllarından tanıştığım Oktay Vural'ın yüzündeki keder benim de yüreğimi dağladı.
O'nun acıyan yüzünde kaybedilen bir eşin, bir aile için taşıdığı önemi tefekkür ettim yeniden.
Toplumumuzda kalıplaşmış bir deyimdir. Eşler için “İçişleri Bakanı” tabiri kullanılır.
Belli ki, Tuba Hoca da Vural ailesinin içişleri bakanıydı.
Bir eş, sadece içişleri bakanı mıdır? Hayır.
Aynı zamanda sağlık bakanıdır,
Aynı zamanda ekonomi bakanıdır,
Aynı zamanda aileden sorumlu devlet bakanıdır,
Aynı zamanda her şeydir.
Evinin hükümetidir.
Evinin her köşesini aydınlatan tasarruflu ampüldür.
Işığını cömertçe verip, masrafını kısan bir ampül.
Düşündüm ve gördüm ki Tuba Hoca'nın ölümüyle sadece bir eş, bir anne kaybedilmemiş, Siyasi jargonla ifade edeyim; Vural ailesinin Hükümeti düşmüş.
Aile başsız kalmış.
Yeri doldurulamayacak bir kayıp.
İkame edilmesi zor bir durum.
Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun,
Allah bu kederli eşe, çocuklarına sabır versin.
MHP camiasının başı sağ olsun.