Yoksulluğun, yaşam pahalılığının, işsizliğin “toplumun en önemli sorunu” olduğunu bilmelerine/ görmelerine karşın dile getiremeyenler var! Üstelik biraz daha ileri gidilerek “toplumun” sorunlarına odaklanmaması için gündemi “algıyla” doyurmaya çalışan bir topluluk! Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, insanlar doyamadıklarını, kış geldiğinde yakacak sorunlarını çözemediklerini, sofralarını varsıllayamadıklarını bilenler her gün biraz daha büyüyor.
“İktidara” yakın medyanın, toplumun yaşadıklarıyla ilgili haberler üretmek yerine, magazin ya da popülist görselli haberlerle gündem oluşturmaya çalıştıkları görülüyor! Aylardır İBB soruşturması adı altında verilen, suçlamaları kesinleşmiş suçlarmış gibi değerlendiren, büyük bölümü kurgudan/ suçlamadan ileri gitmeyen, bir süre önce söyledikleri “uydurmaları” bugün duyarsızca örtmeye çalışan bir medya…
***
Araştırmalara ne denli inanırsınız bilmem ama, en son Asal Araştırmanın yirmialtı ilde “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” sorusuna verilen yanıtlar, aslında hepimizin yaşadığı/ bildiği/ tanık olduğu türden; “iktidara” yakın olan medyayı dışarıda tutuyorum… Yanıtların büyük bölümü ekonomik sıkıntıları öne çıkarıyor. Yurttaşın dile getirdiği sorunlar arasında başta yoksulluk, pahalılık, işsizlik yer alıyor. Politikacıların kavga eder gibi yaptığı tartışmalar, ekonomi bakanının “zoru geçtik” açıklamaları, büyümenin yaşandığı gibi ortaya konanlar yurttaşın yaşamının kıyısında kalıyor!
Katılımcılar eğitim, sağlık, adalet gibi sorunları da dile getirmiş olsalar, ilk sırayı “ekonomik sıkıntılar” alıyor! “Yaz sıcağı” dendi geçti, şimdi önümüzde kış var! Ücretli çalışanın, emeklinin durumu ortadayken; kış aylarının soğuğuna karşı nasıl barınacakları, nasıl doyacakları, nasıl giyinecekleri, çocuklarını nasıl okula gönderecekleri bir bilmece, bir karmaşa, bir ucu açık karanlık…
***
Bu yetmiyor ama… Biliyorsunuz; son yıllarda “üç çocuk yap/ yetmez beş çocuk yap” denirken, doğurganlığın önemli bir biçimde azaldığı belirtiliyor! Birçoklarını biliyorum, yaşam zorluklarından dolayı birçokları yuva bile kuramıyor, bir yuva kurabilmenin ne denli “ağır ekonomik zorluk” olduğu dile getiriliyor! Eskisi gibi “iki seven bir oldukça, samanlık seyran” değil! Yuva kurmak bu denli “zorluklarla” dolu olunca, doğurganlık da olmayacak herkesin bildiği gibi…
“İktidar” bu yılı “aile yılı” olarak duyurunca, geçtiğimiz yıl “emekliler yılı” denilerek emeklilerin yazgısına terk edildiği akla gelmişti! Şimdi de aynı sorun “aile” için yaşanıyor! Bir bakanın “çocuk olmadan aile olunmaz” sözlerini anımsayın; demek ki doğurganlık azaldıkça, çiftler çocuk yapmaktan ya da bir/ iki çocukla yetinince demek ki “aile olmak” kavramı da değişiyor! Bunlar “aile yılı” denilen süreçte yaşanıyor, bu sözler de “aile yılı” denilen süreçte kullanılıyor; unutmayalım!
***
Aile-Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş… Bakanlığın görevi tanımlanırken “ailenin bütünlüğünü korumak, parçalanmış ailelerin korunmaya, yardıma, bakıma gereksinen bireylerin çocuklarına her türlü olanağı, sosyal desteği sağlamak; bu amaçla gerekli planlamaları yapmak, eğitim çalışmalarında bulunmak” deniyor. “Ailenin bütünlüğü” denilince aklınıza gelenleri düşünün; doymak, barınmak, sosyalleşmek, sürecin teknolojisinden yararlanmak, geçinebilecek iş bulmak, çocuklarını aç bırakmamak, soğukta sıkı giyindirmek, bağışıklığını korumak için proteinli beslenmek, dinlenmek…
Kendinizi özgür bırakın, sayın sayabildiğinizin tamamını; çünkü ailesiniz! Tüm bunlar yaşanırken Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bütçe görüşmeleri sürerken Bakan Göktaş, doğurganlığın kaygı verici biçimde azaldığından söz ediyor. “Muhalefette” haklı olarak yurttaşların alım gücünün düştüğünü söyleyince de, “sorun yalnız ekonomik değil” diyor! Zaten “muhalefette” yalnız “ekonomik” demiyor, “ilk sorun ekonomik” diyor! Tıpkı “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” sorusuna verilen yanıtta yoksulluk, yaşam pahalılığı, işsizlik ilk başta yer aldığı gibi… Ana yine anlaşamıyorlar belli ki, her zamanki gibi tartışmalar başlıyor…
***
Bir başka araştırma; 2025 Küresel Organize Suç Endeksi yayımlandı… Türkiye yüzdoksanüç ülke arasında onuncu, Avrupa’da ilk sırada yer almış! Bunlardan bazıları uyuşturucu, silah/insan kaçakçılığı, vergi kaçakçılığı, yolsuzluk, kamu kaynaklarını zimmete geçirilmesi, finansal/ siber suçlar… Bu işi uluslararası boyutta yapanlar ülkelerin yoksulunu/ işsizini bir türlü bulur, bir güzel de kullanır!
Yoksulluğun, yaşam pahalılığının, işsizliğin “toplumun en önemli sorunu” olduğunu bilmelerine/ görmelerine karşın yadsıyanların titremeleri gerek! Toplumun en önemli sorunu olan “ekonomiyi” görmezden gelenler, halkın sofrasındaki boşluğun üstünü örtemez! 181125